BİGA YARIMADASININ JEOLOJİSİ

Biga Yarımadası’nın temelini Paleozoyik veya muhtemelen daha yaşlı metamorfik kayalar oluşturur (Kazdağ grubu). Metamorfik kayaç toplulukları üzerinde tektonik bir dokanakla, aktif kıta kenarı çökelleri ile temsil edilen değişik tektonastratigrafik birimlerden oluşan Triyas yaşlı Karakaya Kompleksi bulunmaktadır. Jura’da daha çok durgunlaşan ortamda tabanda kumtaşları ile başlayıp kumlu, sleks yumrulu ve oolitli kireçtaşları ile devam eden ve son bulan bir istif çökelimini gerçekleştirmiştir.

Üst Kretase’de; bölgede geniş yayılıma sahip, başlıca spilit, grovak, pelajik şeyl, serpantinit ve radyolaritlerden oluşan, karmaşık ve düzensiz bir içyapıya sahip olan Çetmi ofiyolitik melanjı yerleşmiştir.

Biga yarımadasında çeşitli evrelerde etkin olan asidik mağmatizmanın ürünleri çoğunlukla granit, granodiyorit ve diyorit bileşimlidir. Önceki yıllarda bölgede çalışan araştırmacılar (Öngen,1978a ve b; Dayal,1984; Birkle ve Satır,1995; Genç ve Yılmaz,1995; Genç,1998; Bozkurt,2000) Kestanbol, Evciler, Karaköy ve Etili plütonlarını Tersiyer magmatizmasının ürünü ve Biga yarımadasında Alt Miyosen volkanizmasına bağlı olarak oluşan sığ sokulumlar olarak tanımlamışlardır. Plütonlar KD-GB uzun eksenli eliptik magmatik kütlelerdir ve bunlar ince taneli, benzer bileşimli volkanik kayaçlarla çevrelenmiştir (Karacık,1995 ve Yılmaz,1998).
Biga yarımadasının Tersiyer evrimi; Orta Eosen neritik kireçtaşı ve bu kireçtaşı üzerine uyumlu olarak çökelmiş olan, andezit ve andezitik tüf ara katkılı Üst Eosen türbiditleriyle başlar. Orta Eosen’de başlayan önemli bir transgresyon bütün Batı Anadolu’da etkin olmuş ve geniş bir bölgede Orta-Üst Eosen yaşta Soğucak Kireçtaşı çökelmiştir. Aşınma etkisinden korunmuş 20-30 m kalınlıkta ufak bantlar şeklinde izlenir. Lagüner fasiyeste çökelmiştir. Soğucak kireçtaşının çökeliminden sonra havzanın güney şelfi giderek derinleşmiş ve genellikle türbüditlerden oluşan Ceylan Formasyonu çökelmiştir. Biga’nın batısında 500 m kadar kalınlıkta olup, türbüdit karakterli kumtaşları ile şeyl ve marnlardan oluşur.
Oligosen sonunda Biga Yarımadası’nda önemli bir yükselme ve aşınma evresi yaşanmıştır ki; bu evre sonucunda yarımadanın güneyinde Orta Eosen-Oligosen istifi tümüyle aşınmıştır. Bu nedenle Miyosen isitifi çok farklı litolojiler üzerinde yer alır. İç kesimlerde Erken-Orta Miyosen’deki volkanizma ile eş zamanlı olarak karasal birimler çökelmiştir. Çan çevresinde bu karasal birimler bitümlü şeyl, silt taşı, kumtaşı, tüf ve kömürden oluşur. Çan Formasyonu adı verilen bu birim 250 m kalınlığa sahiptir ve Miyosen’in andezitik volkanitleri üzerinde yer alır.
Oligosen – Miyosen döneminde kalkalkalen magmatizması Biga yarımadasını etkilemiştir. Bunların dışında andezit, dasit, riyolit, ve asidik tüfler Biga yarımadasında geniş alanları kaplamıştır. Bu volkanik kayalar arasında yerel olarak linyit içeren gölsel çökeller bulunur. Üst Miyosende volkanizma sona ermektedir.
Biga yarımadasında Pliyo-Kuvaterner döneminde çakıltaşı, kumtaşı ve şeylden oluşan flüviyal sedimanlar ile gölsel karbonatlar çökelmiştir. Bayramiç Formasyonu olarak adlandırılan (Siyako ve diğ., 1989) flüviyal birimin en iyi görüldüğü yerlerden biri Karamenderes çayının kuzeyleridir. Gönen ve Manyas kuzeyinde de geniş yüzlekler veren Bayramiç Formasyonu, genellikle daha yaşlı birimler üzerinde uyumsuzdur; yalnızca Çanakkale güneyinde Alçıtepe Formasyonu ile geçişli görülmektedir (Siyako ve diğ., 1989). Alçıtepe Formasyonu; Gazhandere ve Kirazlı Formasyonları ile yanal ve düşey geçişli, sığ denizel bir birim olup, kumtaşı, çakıltaşı, şeyl, marn ve bu birim için karakteristik olan oolitik kireçtaşlarından oluşur ve kalınlığı 200 metre kadardır.
Kara alanlarındaki kalınlığı 200 metre olan Bayramiç Formasyonu’nun Edremit körfezindeki kalınlığı, Edremit-1 kuyusundan ve sismik kesitlerden elde edilen bilgilere göre 1500 metreye kadar çıkmaktadır. Edremit körfezinde izlenen bu kalın Pliyo-Kuvaterner istif, Kazdağ silsilesinin Pliyo-Kuvaterner’de yükseldiğinin iyi bir kanıtıdır. Kazdağ silsilesinin Miyosen sonrası oluştuğunun bir başka kanıtı da, Miyosen yaşlı Küçükkuyu Formasyonu’na ait mostraların Kazdağı’nın kuzey ve güney eteklerinde görülmeleri ve bugün Edremit körfezinin kuzeyinde 1776 metre yükskliğe çıkan Kazdağ metamorfitlerinden gelmesi beklenen kaba klastik malzemenin Küçükkuyu Formasyonu içerisinde gözlenmeyişidir. Bu gözlem Küçükkuyu Formasyonu’nun çökeldiği havzanın ilksel olarak bugünkü Kazdağı silsilesinin üzerinde yer aldığını ve Kazdağı’nın yükselişinin Küçükkuyu Formasyonu çökeliminden sonra olduğunu göstermektedir (Siyako ve diğ., 1989).
Siyako ve diğ., (1989)’ne göre Bayramiç Formasyonu ile yanal geçişli ve 40-50 metre kalınlıkta olan gölsel karbonatlar, Biga yarımadasının en batı kesimlerinde Gülpınar çevresinde ve Karamenderes çayının güney kesimlerinde yüzeyler. 2003 yaz döneminde Karamenderes çayı güney kesimlerinde yapmış olduğumuz arazi çalışmalarında Bayramiç Formasyonu’na ait flüviyal çökellerin Gölsel karbonatların üzerinde yer aldığı tespit edilmiştir.
Biga yarımadasında genç fay zonları boyunca yükselmiş ve Taştepe bazaltı olarak adlanmış olan PLiyo-Kuvaterner yaşlı genç lavlar da bulunmaktadır. Çanakkale boğazı ve çevresinde görülen Miyosen istifinin çok karakteristik bir özelliği volkanik seviyeler içermemesidir. Bu nedenle bu istifin Biga yarımadasında çok etkin olmuş Alt-Orta Miyosen volkanizmasından sonra çökelmiş olduğu düşünülmektedir.
Masifin üzerinde tektonik bir dokanakla Üst-Kratesa Paleojen yaşlı, çoğunluğu sipilitik bazalt, serpantinit, metaşeyl, radyolorit, çört, çamurtaşı karışımından oluşan ve içerisinde Triyas yaşlı mega kireçtaşı blokları barındıran Çetmi ofiyolitik melanjı durmaktadır. 2-3 km’yi bulan ve Alakeçi milonit zonu olarak adlandırılan ezik-breşik bir zon bulunmaktadır. Bu zon; Çetmi melanjı ile Kazdağ metamorfikleri arasında, bu zonun başlangıçta sıkışma tektoniği, Oligosen’den sonra ise sıyrılma tektoniği ile oluştuğu düşünülmektedir. Çünkü Kazdağ Masifinin, hemen Kuzeyi’nde e masife paralel 35-40 km uzunluğunda 10-15 km genişliğinde bir alanda yüzlek veren Evciler Plütonu’nun jeokimyasal karakteri bu intrüzif kütlenin açılma tektoniği ile gelişmiş olduğuna işaret etmektedir. Evciler Plütonundan elde edilen Rb-Sr yaş tayinine göre yaşı 23 milyon yıl olup bu üst Oligosen’e karşılık gelir. Evciler Plütonu granit, granadiyorit, meadiyorit, diyorit bileşiminde olup, plütonda kenar zonlara doğru gidildikçe aplit, porfir, lamprofir damarlarınca kesilmekte ve bu damarlar güncel aktif faylar tarafından ötelenmektedir
Bayramiç Ovası, Biga Yarımadası’nda bir çok örneği olan KD-GB gidişli Güney’de Kazdağ ve Kuzey’de Çamlıca yükselimleri ile sınırlanan bir graben konumundadır. Bu grabenin çökelleri stratigrafik konumu gereği Üst Miyosen yaşlı olduğu düşünülen bir taban konglomerası ile başlar, üste doğru beyazımsı renkli gölsel karbonat kayaları ile denetlenen bir vadi konumundadır. Bu istif Siyoko vd. (1989) tarafından Bayramiç Formasyonu olarak adlandırılmıştır. Birimin gölsel karbonat kayaları seviyesinden (Tekkaya vd. 1974)tarafından derlenen, omurgalı fosillere göre yapılan yaş Üst Miyosen sonu (Ponsiyen) olarak tarihlendirilmiştir. Bayramiç Grabeni KuzeyDoğu- GüneyBatı doğrultu kateden Karamenderes Çayı’nın getirip bıraktığı alüvyal çökeller tüm birimlerle uyumsuz olarak örtmektedirler. Karamenderes Çayı KD-GB gidişli, Etili ile, Bayramiç’in KuzeyBatısı arasında uzanan ve Şaroğlu vd. (1992) tarafından hazırlanan Türkiye Diri Fay Haritası’nda yaklaşık 50 km uzunluğunda bir aktif fay olarak haritalanan ve Etili Fayı olarak adlandırılan fay tarafından bir vadi konumdadır. Etili Fayı en son 1737 yılında bir deprem üretmiş olup, bu deprem sonucunda 49 km yüzey kırığı oluştuğu rapor edilmektedir (Ambroseis ve Jackson, 2000).