JEOLOJİ
"Çekiç, pusula ve harita ile arazi üzerinde dolaşan jeolog ferah ve sevinçli bir ömür sürer. Onun gözlem kuvveti kendisini her an tazeler, doğa sevgisi gittikçe kökleştirir ve çeşitli buluşları, keşifleri onun heyecan dolu yüreğinde daima bir alev gibi parlar." A. HOLMES
İnsan, bilinen tarihi boyunca yaşam çevresini algılamaya, yorumlamaya, dönüştürmeye ve kendi ihtiyaçlarını karşılamaya çaba sarf etmiştir. İlk çağlarda insanları en çok meşgul eden nesneler ve olaylar üzerine bastığı Yerküre odaklı olmuştur. Yakın çevresinde kolayca ulaşabileceği malzemeleri, etrafındaki taş parçaları ve toprak olarak Yerküre sunmuştur. İlk dönüştürdüğü malzemelerde yine Yerküreden gelmiştir. Çakmak taşını bıçağa ve ateş kaynağına, kili çömleğe, kalayı ve bakırı karıştırıp bronza, çeliği kılıçlara ve mızrağa dönüştüren süreçler insanlık tarihinde önemli kültürel dönüşümler yaratmış, tarihsel dönemler (demir çağı, bakır cağı vb ) yaratmıştır.
Ancak Yerküre sadece sunduğu nesneler ile değil içinde taşıdığı yıkıcı güçlerle de etkilemiş ve insanlık için “ilgi odağı” olmuştur. İlk çağlardan bu yana insanlar, depremler ve volkan patlamaları gibi yeryüzünün altına hapsolmuş muazzam güçleri açığa vuran olguların farkındaydılar… Bu olguları tanrıların müdahalesi olarak yorumladılar. Poseidon-Neptune dünyanın sallayıcısı iken, Tanrıların topal demircisi Vulcan-Heptistes dünyanın derinliklerinde yaşadığına ve onun çekiç darbeleri de volkanların patlamalarına yol açtığına inanıldı.
İster yıkım ister zenginlik kaynağı olarak görülsün ilkçağlardan başlayan Yerküreyi tanımaya, yorumlamaya, ondan azami ölçüde yararlanmaya ve zararlarından korunmaya yönelik üretilen bilgi birikimleri üzerinde ÇAĞDAŞ JEOLOJİ yükselmiştir. Günümüzde Jeoloji biliminin sunduğu verilerle artık “ayaklarımızın altındaki dünyanın sanıldığı kadar katı “ olmadığı ”kayaların, sıradağların ve hatta kıtaların sürekli bir hareket ve değişim “ içinde olduğu, Yerkürede yaşanan olayların “ tanrıların müdahaleleri” olmadığı anlaşılmıştır.
Geo (Yer) ve Logos (Bilim) sözcüklerinden türeyen JEOLOJİ; yerbilim anlamındadır.
Jeoloji, dünyanın içinde ve üzerinde gerçekleşen tüm olguları gözlemleme ve yorumlama işini uğraş edinen bilim dalıdır.
Jeoloji (Geology); Fiziksel Jeoloji, Tektonik, Petrografi, Sedimantoloji ve Stratigrafi, Mineroloji, Paleontoloji, Mühendislik Jeolojisi, Hidrojeoloji gibi alt bilim dallarıyla, yerkabuğunun bir mineral tanesinden kıtalara kadar değişik büyüklükteki bileşenlerinin özelliklerini, dağılımını ve gelişimini, dinamizmini inceleyerek elde ettiği verileriyle yerin tarihçesini yorumlayan; sedimenter (tortul), mağmatik ve metamorfik kayaların zaman ve yer ortaklığında sentezini yapan; yeryüzündeki kayaç, toprak ve su ile hayatın gelişimini inceleyen temel bir doğa bilimidir. Diğer bilimler gibi görünen ve görünmeyen yönleriyle dünyayı insanlar için anlaşılabilir kılmayı hedefler.
Son yıllarda üretilen yeni bilgi ve bulgular, JEOLOJİ biliminde önemli açılımlar yaratmıştır. Bugün halk sağlığı, güvenliği ve refahı adına her türlü insan girişimi ve projelerinde ihtiyaç duyulan JEOLOJİK verilerdeki artış sonucu JEOLOJİ toplumsal yaşamın her alanı ile bütünleşmiştir.
Konuyu Favori Sayfanıza Ekleyin