Noriyen-Resiyen'de (üst Triyas) Rodop-Pontid kıtasının büyük bir kısmı kara halindedir. Ancak Batı Pontid'lerde yer yer denizel alanlar mevcuttur. Bu dönemde Sakarya kıtası bir yay ardı havza konumunda olup, gittikçe kapanmakta olan Karakaya Okyanus kolu ile kaplıdır.
Bu kolun Paleo-Tetis Okyanusu ile bağlantılı olduğu ya da Paleo-Tetis Okyanusu ve bazı kolları eğilimini sürdürmektedir. Kırşehir Bloku ile Menderes-Toros platformu birer karbonat platformu durumundadır. Benzer şekilde Arap Platformu üzerinde de engelli karbonat platformu özellikleri hâkimdir.
Toarsiyen ve Bajosiyen'de (alt-orta Jura) benzer paleocoğrafik koşullar egemendir. Ancak, Liyas'da (alt Jura) Ilgaz-Erzincan Neo-Tetis okyanusunun açılımına bağlı olarak Toarsiyen'de Doğu Pontid'lerde derin şelf oluşmuş ve Bajosiyen'de tekrar sığlaşmıştır.
Bu inversiyon muhtemelen Paleo-Tetis Okyanusu'nun bu zamanda kapanımı ile ilgilidir. Toarsiyen ve Bajosiyen aralığında Arap Platformu üzerindeki karbonat platform alanları güneye doğru genişlemiştir. Bajosiyen'de bu platformun kuzeydoğu kısımları Neo-Tetis aktif gerilme tektoniğinin etkisi altında derin şelf alanları haline gelmiştir. Oksfordiyen'de Kafkaslar'daki derin denizel alan (Sleyt-Diyabaz Zonu) uzamış ve Sakarya Kıtası üzerindeki karasal bölgeler karbonat platformuna dönüşmüştür.
Gelişmekte olan Ilgaz-Erzincan Neo-Tetis Okyanusu'nun kuzey kıta kenarını temsil eden Rodop-Pontid kıtasının güney kısımları da derin denizel alanlar haline gelmiştir. Bu dönemde Türkiye'nin diğer tektonik ünitleri ile Arap Levhası'nın kuzey kesimleri karbonat platformu niteliğini korumaktadır. Ancak Arap platformu üzerinde yeni bir riftleşme başlamıştır. Apsiyen-Albiyen (alt Kretase), tüm Tetis kuşağında Neo-Tetis'i kapatan dalma-batma zonlarının geliştiği ve yaygın transgresyonların olduğu bir dönemdir.
Bu periyod içinde Karadeniz, Pontid yayı ardında bir kenar denizi olarak açılmaya başlamıştır. Kampaniyen Anadolu ve çevresinde önemli paleocoğrafik değişikliklerin görüldüğü bir dönemi temsil eder. Bu zamanda dalma-batma hareketleri hızlanmış, Menderes-Toros platformu dışındaki tüm Türkiye ve Arap platformunun kuzey kesimleri derin denizel koşullar altına girmiştir. Bu dönemde görülen yaygın ofiyolitik bindirmelerin sözkonusu derinleşmelerde payı büyüktür.
Priaboniyen'e (üst Eosen) gelinceye kadar Neo-Tetis Okyanusu'nun kuzey kolu kapanmış ve bu dönemde Rodop-Pontid, Sakarya ve Menderes-Toros tektonik üniteleri birleşerek yekpare bir karasal alan oluşturmuştur. Bu alan içerisinde Orta Anadolu kesimleri de kısmen platform kısmen de derin denizel şelf karakterindedir. Akitaniyen'de(alt Miyosen) Orta Doğu ve İran'da yaygın olarak izlenen karbonat paltform koşulları, Bitlis-Zagros Süturu boyunca yer yer derin denizel havzalara dönüşmüştür. Güney ve kısmen de Doğu Anadolu'da yine platform tipi bir denizin egemen olduğu görülmektedir. Daha kuzeyde ise, içinde karasal çökel havzalarının bulunduğu bir kara bölgesinin geniş alanlara yayıldığı izlenmektedir.
Orta Miyosen'de Neo-Tetis Okyanusu'nun güney kolu kapanmış ve Messiniyen'de Karadeniz kuzeyindeki sığ denizel iç havza dışında bölge tümüyle karasal aşınma ve çökelim alanları haline gelmiştir. Aynı zamanda bu dönem içerisinde Neo-Tetis Okyanusu'nun kalıntısı olan Akdeniz Havzası'da kurumuştur.
bu notta güney kolu için kapanmış demiş ama kapanmaya devam ediyor, sanırım bu notta akdeniz havzası diye bahsetmiş ondan ...
Konuyu Favori Sayfanıza Ekleyin